GMK 40+
Grafik Tasarımcılar Meslek Kuruluşu’nun 40 yıllık çalışmalarını kapsayan GMK 40+'nın editörlüğünü ve araştırma çalışmasını yapan Eda Sezgin ile Ağustos 2019'da gerçekleştirdiğimiz söyleşiden:
1998
“Dernekçilik zor bir iş; esas olan, kulağa hoş gelen ama hayata geçirilmesi zor bir kavram olan “sürdürülebilirlik.” Neresinden bakarsanız bakın 40 yıllık bir dernekten bahsediyoruz. Türkiye'de kesintisiz 40 yıl bence bir mucize! Dernekçilik aynı zamanda çok şey yapmak isteyip de kimseye yaranamamak demek; değişen bir dünya, artan beklentiler, farklı bakış açıları... 1998 yılında Yönetim Kurulu’na girdim. Genç bir ekiptik, aramızda bir hiyerarşi, kuşak çekişmesi ya da çatışması da yoktu; yaşça da birbirimize yakındık.
“Dernekçilik zor bir iş; esas olan, kulağa hoş gelen ama hayata geçirilmesi zor bir kavram olan “sürdürülebilirlik.” Neresinden bakarsanız bakın 40 yıllık bir dernekten bahsediyoruz. Türkiye'de kesintisiz 40 yıl bence bir mucize! Dernekçilik aynı zamanda çok şey yapmak isteyip de kimseye yaranamamak demek; değişen bir dünya, artan beklentiler, farklı bakış açıları... 1998 yılında Yönetim Kurulu’na girdim. Genç bir ekiptik, aramızda bir hiyerarşi, kuşak çekişmesi ya da çatışması da yoktu; yaşça da birbirimize yakındık.
New York’ta okuduğum dönemde AIGA (American Institute of Graphic Arts) üyesi olmuştum. Öğrenci üyeliği vardı ve bu sayede pek çok etkinliğe katılabiliyor, sergiler izliyordum. Bir iki defa da Manhattan’daki merkezlerine gitmiştim. Dikkatimi çeken şey çalışanların profesyonel olmalarıydı, bir ofis düzeni vardı.
Dernek yönetimi olarak birlikte çok iyi işler başarabilirsiniz ama amaç sürdürebilirlik ve bilgi aktarımı ise, değişen bireylere rağmen arka planda süregiden ve sistemli bir işleyişin olması gerekir. Öğrencilik yıllarımdan itibaren izlediğim GMK'yı köklü ama daha çok kişisel çabalarla şekillenmiş, kurumsallaşması ve farklı seslere açılması gereken bir yapıda görüyordum. Yönetim dönemimizde bu doğrultuda derneğe kalıcı bir yer edinmek için çok gayret gösterdik ama başarılı olamadık. Şimdi bu işlerin ne kadar zor olduğunun bilinciyle, başka bir perspektiften de bakabiliyorum; bizden önceki kuşaklar grafik tasarımın bir meslek olarak görülmesi için özveriyle çalışmış, önemli üretim ve etkinliklere imza atmış, insan yetiştirmişlerdi. Durumları bağlamlarında değerlendirmek lazım. Bugün mesleğimiz adına birşeyleri tartışabiliyorsak, çağdaş ve profesyonel standartlarda üretim yapabiliyorsak, tüm bu çaba ve birikimlerin yeri var.”
2000
“Dediki Çalışma Grubu'nda Ulaş Eryavuz, Çağla Turgul ve Burcu Kayalar ile beraberdik. Aramızda işbölümü yapmıştık; her sayısını birimiz tasarladı. Önce Tibor Kalman'la ilgili bir yayın yapmıştık, sonra Dediki formatına geçtik. Grafik Ürünler Yarışması’nda süreli yayın tasarım ödülü de kazanmıştık.”
“Dediki Çalışma Grubu'nda Ulaş Eryavuz, Çağla Turgul ve Burcu Kayalar ile beraberdik. Aramızda işbölümü yapmıştık; her sayısını birimiz tasarladı. Önce Tibor Kalman'la ilgili bir yayın yapmıştık, sonra Dediki formatına geçtik. Grafik Ürünler Yarışması’nda süreli yayın tasarım ödülü de kazanmıştık.”
2001
“GMK, web sitesi öncesinde GMK Forum’u kurmuştu, bir tür chat odası. Amaç katılımcıların mesleki konularda tartışabilecekleri, birbirlerine yardımcı olabilecekleri çevrimiçi bir ortam yaratmaktı. Bir gün merak edip girdim; bedel olarak derneğin önerdiği ama yüksek bulunan fiyatların nasıl düşürebileceği konusunda hararetli bir tartışma vardı. Tuhafıma gitmişti. Derdimiz ‘nasıl düşürmeliyiz’ değil, ‘nasıl yükseltiriz’ olmalıydı. Tasarımcılar olarak hakkımızı nasıl alırız temel meselemiz olmalıydı.”
“GMK, web sitesi öncesinde GMK Forum’u kurmuştu, bir tür chat odası. Amaç katılımcıların mesleki konularda tartışabilecekleri, birbirlerine yardımcı olabilecekleri çevrimiçi bir ortam yaratmaktı. Bir gün merak edip girdim; bedel olarak derneğin önerdiği ama yüksek bulunan fiyatların nasıl düşürebileceği konusunda hararetli bir tartışma vardı. Tuhafıma gitmişti. Derdimiz ‘nasıl düşürmeliyiz’ değil, ‘nasıl yükseltiriz’ olmalıydı. Tasarımcılar olarak hakkımızı nasıl alırız temel meselemiz olmalıydı.”
“2001 yılında Burcu Kayalar ile beraber GMK’yı temsilen Johannesburg’daki ICOGRADA toplantısına katıldık. Orada bizden tasarım fiyatlandırma yöntemimizle ilgili bir sunum yapmamız istenmişti. GMK’nın Önerilen Taban Fiyat Listesi uygulaması bizden yıllar önce başlamıştı. Ajansta çalıştığım dönemde de Reklamcılar Derneği’nin fiyat listesiyle beraber baz alınıyordu. Kendi işimi yapmaya başladığımda ise GMK’nın fiyat listesi, benim gibi bağımsız çalışan tasarımcıların sıkça başvurduğu bir referanstı. Fakat bir noktada gerçeklerden kopmuştu. İş başa düşünce anladım bunu. Niyet çok iyidi, ama o tarifeye dayanarak mesela bir kitap tasarımı için uygulama dahil öyle bir fiyat çıkartıyordunuz ki, o günün koşullarında neredeyse bir daire satın alınırdı. Şimdi bu parayı hangi müşteri size verecek, hele daha yolun başındaysanız? Belki bir ajansa ya da yabancı bir tasarımcıya çok görmezlerdi ama yerli bir tasarımcı sözkonusuysa bir daha düşünürlerdi. Dolayısıyla tarife bazı durumlarda işlevsiz kalmaya başlamıştı, haksız bir rekabet de doğuruyordu. Böyle zorlukların olduğu bir dönemde katıldık ICOGRADA toplantısına. İlk gün, önce Alman meslek örgütü temsilcileri sunumlarını yaptı. Hani ülkelerinde 15:02’de beklenen tren tam 15:02’de gelir ya, hesap yöntemleri de aynı; ofis kirasından ısınmasına, kurye masrafından harcanan elektriğin kilovat saat ücretine, tükettikleri sudan satın aldıkları fontlara kadar herşey en ince detayına kadar hesaba katılıyor neredeyse. Ardından sahneye Japonlar çıktı, onların sunumu daha da detaylıydı. Bu iki örneğe kıyasla kanımca biz yeterince sağlam bir argüman sunamadık. Somut dayanağı kalmamış (yıllarca süren yüksek enflasyon dışında) bir fiyatlandırma yöntemini anlatmakta zorlandık. Açıklaması güç ve işlevini yitirmiş olan bu listenin kaldırılmasının doğru bir karar olduğunu düşünüyorum.”
GMK 40+, GMK Yayınları, Ekim 2021.